İTO Yönetim Kurulu ile Halk, İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Komisyonu tarafından hazırlanan rapor, Cağaloğlu’ndaki İTO binasında düzenlenen basın toplantısıyla duyuruldu. Açıklamalarda OSGB sisteminin hekim emeğini değersizleştirdiği ve iş sağlığı hizmetlerinin ticarileştirildiği vurgulandı.
“OSGB Sistemi Taşeron Bir Yapı”
Toplantıda konuşan İTO Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu, OSGB’lerin hekimlerin haklarını zayıflattığını belirterek, “Bu sistem taşeron bir yapıya dönüştü. Hekimlerin çalışma koşulları bozuldu, ücretler düşük, koruyucu hekimlik zayıf. Bu durum sadece çalışan sağlığını değil toplum sağlığını da tehdit ediyor” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kol Başkanı Dr. Figen Şahbaz ise, OSGB sisteminin Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın işçi sağlığına yansıması olduğunu söyledi. Şahbaz, “Bu hizmet piyasaya açılamaz dedik ama geldiğimiz noktada işyeri hekimliği OSGB’lerin tekeline girdi. Bu da mesleki bağımsızlık ve hizmet kalitesini tehdit ediyor” diye konuştu.
334 Hekimle Görüşüldü
Araştırma, İstanbul’daki 532 OSGB’ye bağlı 2534 işyeri hekimi arasından 334 hekimle yapılan anket ve 30 hekimle gerçekleştirilen derinlemesine görüşmelere dayanıyor. Bulgulara göre işyeri hekimlerinin büyük bölümü düşük ücretle, güvencesiz koşullarda ve baskıcı denetim altında çalışıyor.
İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ertuğrul Oruç, 2013’te yürürlüğe giren 6331 sayılı yasa ile iş sağlığı hizmetlerinin piyasalaştırıldığını ve OSGB sisteminin işveren çıkarlarını öncelediğini belirtti. Oruç, “Bugün 2616 OSGB var. 2013’te bu sayı sadece 1087 idi. Bu artışın dörtte biri İstanbul’da. Hekimler bağımsızlıktan uzak, güvencesiz koşullarda çalışıyor” dedi.
İTO: “Çözüm için Dayanışma Şart”
Basın açıklamasında, Türkiye’nin taraf olduğu ILO’nun 161 sayılı sözleşmesinin 10. maddesi hatırlatılarak işyeri hekimlerinin tam mesleki bağımsızlıkla çalışmasının zorunlu olduğu vurgulandı.
İTO, bu raporla birlikte hem meslek örgütlerinin hem de hekimlerin daha güçlü bir dayanışma içinde olması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Oruç, “İşçilerin sağlığı ve güvenliği de, işyeri hekimliği de patronların insafına terk edilemez” ifadeleriyle açıklamayı sonlandırdı.
